Yapay zekanın duygusal zekası ve bilinç düzeyi üzerine derinlemesine bir söyleşi. Bu içerikte, yapay zekanın insan duygularını anlama kapasitesi ve bilinç gelişimi üzerine merak edilen soruları keşfedin.
Büyükşehir Belediyesi, Sakaryalıların bilgi birikimini artırmak ve şehri sanat, kültür ve sosyal yaşamla buluşturmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlemeye devam ediyor. Bu etkinliklerin son örneği ise son dönemde popülarite kazanan ‘Yapay Zekâ’ konusunu ele alan bir söyleşi oldu. “Yapay Zekâ Aşık Olabilir mi?” başlıklı bu etkinlik, Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) gerçekleştirildi. Türkiye genelinde tanınan İbn Haldun Üniversitesi’nden yazar Doç. Dr. Enis Doko, etkinliğin konuşmacısı olarak katıldı.
Doç. Dr. Doko, yapay zekânın bilince sahip olup olamayacağını ve duygusal deneyimler yaşama potansiyelini sorgulayan ilginç bir bakış açısı sundu. Doko, yapay zekânın insan algısıyla olan farklarını açıklarken şu ifadeleri kullandı:
Doko, yapay zekanın insan algısıyla olan farklılıklarını açıklamak için bazı temel kavramların netleştirilmesi gerektiğini vurguladı. “İnsanlar bir yüzü gördüğünde hemen tanıyabilir ya da algılarıyla bir nesneyi ayırt edebilir. Ancak makineler için bu süreç oldukça karmaşık ve zordur. Görüntü işleme, yapay zekânın karşılaştığı en karmaşık problemlerden biridir. Bir resimdeki nesneleri tanımlamak, kaç nesne olduğunu belirlemek ve bunları doğru şekilde ayırt etmek, yoğun bir hesaplama gücü gerektirir. Bu, insan algısının doğal olarak yaptığı bir şeyi, makinenin algoritmalarla çözmeye çalıştığı bir farklılıktır,” dedi.
Yapay zekânın insan duygularını taklit edebileceğini ancak gerçek bir duygusunun olmadığını belirten Doko, “Günümüzdeki yapay zekâlar, görünürde problem çözebiliyor olsalar da iç dünyaları, bilinci ve farkındalığı yoktur. Bir makine, aşkı çok iyi bir şekilde taklit edebilir veya duygusal tepkiler verebilir; ancak bu tepkiler, gerçek bir duygusal deneyimin sonucu değildir. Yapay zekâ, belirli veriler üzerinden verilen talimatlarla hareket eder,” şeklinde konuştu.
Doko, yapay zekanın insan duygularının yerini almayacağını ifade ederek, “Mevcut yapay zekâların en büyük sınırı, insana özgü bilinç, öznellik ve farkındalık gibi özelliklerden yoksun olmalarıdır. Sorularımıza yanıt verebilirler, ama bu yanıtların altında herhangi bir anlam ya da his yoktur. Yani, bir yapay zekâ size ‘seni seviyorum’ diyebilir; fakat bu ifadeyi söylerken hissettiği bir şey yoktur,” dedi.
Söyleşi, dinleyicilerin soruları ile devam etti ve katılımcılar, Doç. Dr. Enis Doko’nun kitaplarını imzalama fırsatı buldular. Etkinlik, katılımcılarda derin bir düşünce yaratarak, yapay zekâ ve insan ilişkisi üzerine yeni bir bakış açısı kazandırdı.