Küresel sağlık alarmı! Kızamık vakalarında hızlı artış ve alınması gereken önlemler hakkında güncel bilgiler. Sağlığınızı korumak için detayları öğrenin.
Son zamanlarda, dünya genelinde sağlık otoritelerini ciddi anlamda endişelendiren kızamık vaka sayılarında gözlemlenen hızlı artış, alarm seviyesine ulaşmış durumda. Özellikle aşılanma oranlarının düşük olduğu bölgelerde, bu hastalığın yayılma hızının oldukça yüksek olduğu dikkat çekiyor. Uzmanlar, kızamığın oldukça bulaşıcı bir hastalık olduğunu ve korunmak için aşılamanın kritik önem taşıdığını vurguluyor.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, yaptığı açıklamada, son yıllarda kızamık vakalarında yaşanan artışın endişe verici boyutlara ulaştığını belirtti. Özellikle 2025 yılının ilk çeyreğinde Amerika ve Avrupa’da bildirilen vaka sayılarında yaşanan artış, küresel sağlık politikalarını yeniden gözden geçirmeye zorladı. Aşısız çocuklar arasında bulaşma riskinin oldukça yüksek olduğunu vurgulayan Prof. Güzel, bu nedenle aşılamanın önemi üzerinde duruyor.
Kızamığın, yüksek ateş, öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve belirgin vücut döküntüsü ile kendini gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Güzel, şu ifadeleri kullandı: “Başlangıçta baş bölgesinde ortaya çıkan döküntüler zamanla gövdeye doğru yayılır. Ağız içinde beyaz veya gri renkte noktalar da görülebilir. Bu belirtiler gözlemlendiğinde, derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.”
Hastalığın bulaşma süresi ve önlenmesi konusunda bilgiler veren Prof. Güzel, “Kızamık, hastalık belirtileri ortaya çıkmadan yaklaşık 4 gün önce bulaşıcıdır ve döküntülerin görülmeye başlamasından sonraki 4 gün boyunca da bulaştırıcılık devam eder. Bu nedenle, kızamık şüphesi olan çocukların izole edilmesi ve toplumdan uzak tutulması hayati önem taşır” diyerek, erken dönem önlemlerin önemine dikkat çekti.
Kızamığın sadece döküntü ile sınırlı kalmadığını belirten uzman, virüsün ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine vurgu yaptı. “Kızamık virüsü, akciğer enfeksiyonlarına, merkezi sinir sistemi tutulumlarına ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir. Bu durumlar, diğer enfeksiyonların da kolayca gelişmesine zemin hazırlar. Ayrıca, enfekte olduktan 7-10 yıl sonra dahi, ciddi nörolojik hastalıklar şeklinde kendini gösterebilir” ifadeleriyle, hastalığın potansiyel risklerine dikkat çekti.
Prof. Dr. Güzel, kızamıktan korunmanın en etkili yolunun aşı olduğunu belirtiyor. “Aşısız çocuklarda kızamık bulaşma oranı oldukça yüksektir. Bu nedenle, aşı takvimine uygun şekilde çocukların aşılanması, hem bireysel sağlığı hem de toplum sağlığını korumak adına hayati önem taşımaktadır” diyerek, bağışıklık sistemini güçlendirmek için aşılamanın vazgeçilmez olduğunu vurguladı.
Uzmanlar, özellikle aşılanmamış çocukların ve risk grubundaki bireylerin dikkatli olmalarını, hijyen kurallarına riayet etmelerini ve şüpheli durumlarda derhal sağlık kurumlarına başvurmalarını öneriyor. Kızamık vakalarında artışın devam etmesi halinde, toplum sağlığını korumak adına bilinçli hareket edilmesi büyük önem taşıyor.