Bağırsağın kişilik ve ruh sağlığı üzerindeki etkisini keşfedin. Sağlıklı bağırsaklar, zihinsel ve duygusal dengeyi destekler.
Son yıllarda bilim dünyasının en dikkat çekici konularından biri, bağırsaklarımızın yalnızca sindirim fonksiyonlarıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda ruh halimizi, kişiliğimizi ve davranışlarımızı da etkileyebileceği gerçeğidir. Uzmanlar, bağırsaklar ve beyin arasındaki güçlü iletişim ağını “Gut-Beyin Ekseni” olarak adlandırmakta ve bu ikili arasındaki ilişkinin, kişinin karakterini şekillendirmede önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, “İkinci beyin” olarak da anılan bağırsaklar, trilyonlarca mikroorganizma ile doludur ve beyne çift yönlü sinyaller gönderen karmaşık bir mikrobiotaya sahiptir. Peki, bağırsaktaki mikroflora dengesindeki değişiklikler, stres seviyemizden sosyal ilişkilerimize kadar pek çok alanda etkili olabilir mi? Bu sorulara yanıt arayan bilimsel çalışmalar, gut-beyin ekseninin ruh sağlığımızı anlamamızda yeni bir dönemi başlatıyor.
Acıbadem LifeClub Sağlıklı Yaşam Hizmetleri’nden Uzman Dr. İrem Önlen, konu ile ilgili olarak şu önemli noktaları paylaştı:
“Günümüz araştırmaları, mikrobiyomuzun kişilik özelliklerimiz ve hastalık süreçleriyle olan ilişkisini derinlemesine incelemektedir. Tarihsel olarak, Osmanlı ve İslam tıbbında bağırsaklar dört mizaç (hılt) sistemiyle ilişkilendirilmiş ve bu geleneksel yaklaşımlar günümüzde de modern bilimle paralel sonuçlar ortaya koymaktadır. Ayrıca, Ayurveda’ya (Hint Tıbbı) göre bağırsaklar, ‘Agni’ yani sindirim ateşiyle doğrudan bağlantılıdır ve kişilik, bağırsak sağlığıyla şekillenir. Bu sistemde, bağırsak tiplerine göre kişilik özellikleri şu şekilde sınıflandırılır:
Bilimsel araştırmalar, bağırsak florasının çeşitliliğinin beyin fonksiyonları ve kişilik özellikleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya koymaktadır. Acıbadem LifeClub doktorlarından Dr. İrem Önlen, bu konuda şu önemli vurgu yaptı:
“Sağlıklı ve çeşitli bağırsak bakterilerine sahip bireylerin, daha dışa dönük, kendinden emin ve yaşama sevincini yüksek kişiler olduğu görülmektedir. Buna karşılık, bağırsak florası az ya da dengesiz olan kişilerde kaygı, depresyon, kararsızlık gibi duygusal sorunlar daha sık gözlenebilir. Lactobacillus ve Bifidobacterium gibi probiyotik bakteriler, stres seviyelerini azaltmaya ve ruh halimizi dengelemeye yardımcı olurken, aşırı şeker ve işlenmiş gıdaların tüketimi, sedanter yaşam tarzı, uyku hijyenine dikkat edilmemesi, bağırsak enfeksiyonları, alkol kullanımı ve patojen bakterilerin artışı, sinirlilik, sabırsızlık ve depresif kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Gelişen bilimsel teknolojiler sayesinde, bağırsak mikrobiyotasının analizi yapılarak, sağlıklı mikroflora oluşturmak ve duygusal dengeyi desteklemek artık mümkün hale gelmiştir.”