Rüştü Çürüksulu’nun Tarihi Silah Koleksiyonu, Osmanlı döneminden günümüze uzanan nadir eserleriyle dikkat çekiyor. Bu koleksiyon, tarih meraklıları için eşsiz bir yolculuk sunuyor. Silahların hikayelerini keşfedin!
Hendek’te yaşayan Rüştü Çürüksulu, 1950 yılında hobi olarak başladığı koleksiyonculuk yolculuğunda, adeta bir müze oluşturacak kadar büyük bir başarıya imza attı. Silah ve kılıç koleksiyonculuğuna olan ilgisi, zamanla evinin bir odasını tamamen bu tarihi eserlere ayıracak kadar büyüdü. Çürüksulu’nun envanterinde yer alan 108 parçanın en eskisi, 300 yıllık bir geçmişe sahip.
Bu kıymetli eserler, Sakarya Müzesi tarafından denetim altında tutulmakta ve odanın güvenliği 24 saat boyunca kameralarla sağlanmaktadır. Silahlara olan merakını küçük yaşlardan beri taşıdığını belirten Rüştü Çürüksulu, “Ben bu merakıma 1950 yılında başladım. Silaha karşı büyük bir tutkum var. Küçükken babamın silahını alıp oynardım ve bunun sonucunda pek çok kez dayak yedim. Şu an 98 yaşındayım. Adapazarı Belediye Başkanı bana güzel bir yer gösterirse, buraya bir bina yapmayı ve vakıf kurmayı düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Rüştü Çürüksulu’nun en küçük oğlu Kenan Çürüksulu, “Babamın 60 yıllık hobisi, şimdi bir müze haline dönüştürüldü. Buradaki her şey Sakarya Müzesi‘ne kayıtlıdır. Buraya getirilen en küçük bir çakı bile müzenin envanterine kaydedilmek zorundadır. Babam, bu koleksiyonu bu şekilde geliştirdi ve başlangıçta küçük aletlerle başladı. Zamanla Hendek halkının hediyeleriyle koleksiyonu genişletti. Örneğin, dedenizden kalan bir kılıcı yok olmasını istemiyorsanız, getirip buraya hibe ediyorsunuz ve babam müzeye gidip onu envantere kaydettiriyor. Buradaki bazı eserler hediye, bazıları atadan kalma ve bazıları ise satın alınan parçalardır. Bu oda 24 saat güvenlik kameralarıyla korunmaktadır” diye ifade etti.
Müzenin evladiyelik olduğunu vurgulayan Kenan Çürüksulu, “Müzemiz var dediğimizde pek fazla aldırış edilmiyor. Ancak insanlar buraya geldiklerinde burayı Topkapı Müzesi‘ne benzetiyorlar. Babam genellikle kimseyi buraya kabul etmez. Dışarıdan biri geldiğinde, benim veya diğer aile üyelerinin nezaretinde gezdirir. Biz, babam kadar meraklı değiliz ama o bu işin bağımlısı. Biz yaşadığımız müddetçe babamdan sonra burayı devralacağız ve çocuklarımıza aktaracağız. Burayı satma gibi bir durumumuz yok. Burası sadece müze tarafından satılabilir. Eğer satmak isterseniz, müze size müşteri bulmaktadır” şeklinde sözlerini tamamladı.
